HUKUKUMUZDA GİZLİ TANIKLIK
- Revşan Çiftçi
- 4 gün önce
- 4 dakikada okunur
Bir örgüt faaliyeti sonucunda işlenen suçların ispatı için gizli tanıklık müessesesine başvurulur. Gizli tanık son dönemlerde yürütülen güncel soruşturma dosyaları nedeniyle ülkemiz gündemine oturmuştur. Yazımızda öncelikle tanıklığın ne olduğu ardından gizli tanıklığa hangi koşullarda başvurulduğu, nasıl yapıldığı ve sonuçlarından söz edilecektir.
TANIK NEDİR?
Uyuşmazlığa konu olan davada taraf olmayan kişiler tanık olarak dinlenir. Tanık uyuşmazlık konusu olay hakkında görmüş olduğu tüm hususları mahkemeye gelerek öncesinden tanıklık yemini alınarak anlatır. Tanık, mahkeme hâkiminin sorularına gerçeğe aykırı olmayacak şekilde görgüsüne dayalı olarak cevap verir. Mahkemede alınan tanık beyanları, hâkimin bilgi ve tecrübesine dayanılarak değerlendirilerek hüküm verilir. Bu nedenle tanık beyanları takdiri delil niteliğindedir.
Mahkeme huzurunda yemin ile alınan tanık beyanlarının gerçeğe aykırı olduğunun ispat edilmesi halinde yalan tanıklıktan dolayı kendisi hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir.

GİZLİ TANIKLIK
Suça konu olayda gerçeğe ulaşmak adına gizli tanığın görgü ve bilgisine başvurulur. Gizli tanıklık yalnızca kanunda yer alan örgütlü ve ceza itibariyle ağır suçların aydınlatılabilmesi için başvurulduğundan, gizli tanığın koruma altına alınması zorunludur. Zira Örgütlü Suçlara İlişkin Birleşmiş Milletler Sözleşmesinde, gizli tanığın korunması için devletlere yükümlülükler getirilmiştir. Ülkemiz yasalarında ise Ceza Muhakemesi Kanunu ve Tanık Koruma Kanunu ile gizli tanıkların güvenliği kanunla koruma altına alınmıştır.
Soruşturma veya kovuşturma aşamasında bir kişinin gizli tanık olarak dinlenmesi soruşturma aşamasında savcılık, kovuşturma aşamasında ise mahkeme tarafından verilebilecek karar üzerine yapılmaktadır. Kolluğun bir kimseyi gizli tanık olarak dinleme yetkisi bulunmamaktadır.
Gizli tanık, örgütlü suçların cezalandırılması bakımından dayanılan delillerdendir. Bu bakımından hukukumuzdaki tanık delilinden bir farkı bulunmamaktadır. Ancak gizli tanıkların, suç örgütlerine dair vermiş olduğu bilgiler suçun cezalandırılması bakımından büyük bir önem taşıdığından gizli tanığın güvenliğinin sağlanması gerekmektedir.
Gizli tanıklık, ceza muhakemesinde maddi gerçeğin ortaya konulması bakımından öneme sahip olmasıyla birlikte durumun bazı kimseler tarafından çıkarları doğrultusunda kullanılma riski bulunmaktadır. Zira gizli tanığa menfaat elde etme temennisinde bulunularak gerçeği çarpıtmak üzerine kurulu bir tanıklıkta bulunması sağlanabilir. Ülkemizde gizli tanıklık müessesesinin, kişilerin kendi çıkarları doğrultusunda yargılama sonucunu etkilemek adına kullanılabileceği riskinden dolayı doktrin tarafından eleştirilmektedir.
GİZLİ TANIKLIK DELİLİNE BAŞVURMA KOŞULLARI
Gizli tanık usul hukukumuzda istisnai olarak başvurulabilecek deliller arasındadır. Gizli tanık yerine başvurulabilecek alternatif delil yöntemlerinin bulunması halinde gizli tanık deliline dayanılamaz. Zira gizli tanık delili, yargılamanın doğrudan doğruyalığı, tanıklar arasındaki eşitlik ve savunma haklarına aykırılık teşkil etmektedir. Maddi gerçeğin ortaya konulması adına son çare olarak gizli tanık deliline başvurulacağından birden fazla şarta bağlanmıştır. Bunlar;
1-a. Yargılamaya konu suç, bir suç örgütü faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olmalı
b. Veya ağırlaştırılmış müebbet hapis, müebbet hapis ve alt sınırı on yıl veya daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlardan olmalı
(1-a ve 1-b’de yer alan şartlardan birinin varlığı yeterli olup her iki şartın aynı anda bulunması zorunlu değildir.)
2- Tanık veya yakınlarının hayatı, beden bütünlüğü veya mal varlığı ağır ve ciddi bir tehlike içinde bulunmalı
Anılan şartlar bir kişinin gizli tanık olarak dinlenmesi için bulunması gereken zorunlu şartlardandır. Gizli tanık olarak dinlenmek için gerekli koşulların varlığına, savcılık veya mahkeme tarafından yapılacak hukuki değerlendirme sonucu ulaşılabilir. Özellikle tanık veya yakınlarının ağır ve ciddi tehlikede bulunması şartı detaylı bir şekilde araştırılmalı ve tehlikenin boyutunun hafif olması halinde tanığın, gizli tanık olarak dinlenmemesi gerekmektedir.
GİZLİ TANIK NASIL DİNLENİR?
Gizli tanığın dinlenmesi usulü soruşturma ve kovuşturma aşamalarına göre değişmektedir. Soruşturma aşamasında dinlenecek olan gizli tanığın beyanları yalnızca savcı ve tutanağı hazırlayacak olan kâtibin bulunduğu bir ortamda alınır. Soruşturma aşamasında dinlenen gizli tanığın beyanlarının alınma yönteminden dolayı; şüpheli veya müştekinin soru sorma hakkı, beyanları aydınlatma gibi hakları yoktur.
Kovuşturma aşamasında ise, gizli tanık kural olarak duruşmada hazır bulunma hakkına sahip olan kimselerin olduğu bir ortamda dinlenmelidir. Ancak kovuşturma aşamasında gizli tanığın dinlenmesinde iki farklı yöntem bulunmaktadır. İlk yöntemde gizli tanığın kimliği saklı tutularak sesi değiştirilip görüntüsü gizlenir ve bu şekilde dijital araçlarla duruşma salonuna aktarılır. İkinci yöntemde ise gizli tanık koruma tedbirleri eşliğinde duruşma salonuna getirilir ve duruşma salonunda yalnızca tarafların avukatları bulunarak kapalı duruşmada tanığın beyanı alınır.
GİZLİ TANIKLAR İÇİN UYGULANAN KORUMA TEDBİRLERİ
Tanık Koruma Kanunu m.5’te yer alan düzenlemeye göre gizli tanıklar hakkında uygulanabilecek koruma tedbirleri;
a)Kimlik ve adres bilgilerinin kayda alınarak gizli tutulması ve kendisine yapılacak tebligatlara ilişkin ayrı bir adres tespit edilmesi.
b) Duruşmada hazır bulunma hakkına sahip bulunanlar olmadan dinlenmesi ya da ses veya görüntüsünün değiştirilerek özel ortamda dinlenmesi.
c) Tutuklu veya hükümlü olanların durumlarına uygun ceza infaz kurumu ve tutukevlerine yerleştirilmesi.
ç) Fizikî koruma sağlanması.
d) Kimlik ve ilgili diğer bilgi ve belgelerin değiştirilmesi ve düzenlenmesi:
Adlî sicil, askerlik, vergi, nüfus, sosyal güvenlik ve benzeri bilgi ve kayıtlarının değiştirilmesi ve düzenlenmesi.
Nüfus cüzdanı, sürücü belgesi, pasaport, evlilik cüzdanı, diploma ve her türlü ruhsat gibi resmî belgelerin değiştirilmesi ve düzenlenmesi.
Taşınır ve taşınmaz mal varlığıyla ilgili haklarını kullanmasına yönelik işlemlerin yapılması.
e) Geçici olarak geçimini sağlama amacıyla maddî yardımda bulunulması.
f) Çalışan kişinin iş yerinin ya da iş alanının değiştirilmesi veya öğrenim görenin devam etmekte olduğu her türlü eğitim ve öğretim kurumunun değiştirilmesi.
g) Yurt içinde başka bir yerleşim biriminde yaşamasının sağlanması.
ğ) Uluslararası anlaşmalara ve karşılıklılık ilkesine uygun şekilde, geçici olarak başka bir ülkede yerleştirilmesinin sağlanması.
h) Fizyolojik görünümün estetik cerrahi yoluyla veya estetik cerrahi gerektirmeksizin değiştirilmesi ve buna uygun kimlik bilgilerinin yeniden düzenlenmesi.
Kanuni düzenlemede yer alan ilgili koruma tedbirlerinden biri veya birkaçı aynı anda uygulanabilir. Bununla birlikte aynı sonuç daha hafif bir tedbir ile elde edilebiliyor ise bu durum da göz önünde tutulur.
Detaylı bilgi almak ve danışmanlık hizmetleri için iletişim bölümündeki bilgilerden Kocaeli avukatlık büromuz Av. Revşan Çiftçi Hukuk Bürosu’na ulaşabilirsiniz.
Comments